İnna Lillahi ve İnna İleyhi Raciun Anlamı ve Arapça Yazılışı

İnna lillahi ve inna ileyhi raciun cümlesini herhangi birinin ağzında duymuş olmanız muhtemeldir. Çok sık kullanılmasa da kimi insanlar bu cümleyi günlük konuşma dillerinin içine yerleştirmeyi başarmıştır. Peki İnna lillahi ve inna ileyhi raciun cümlesinin anlamı nedir? İnna lillahi ve inna ileyhi raciun anlamı ve Arapça yazılışı

İnna Lillahi ve İnna İleyhi Raciun Anlamı ve Arapça Yazılışı

Aslında bir Kuran’ı Kerim'de geçen bir ayet olan inna lillahi ve inna ileyhi raciun cümlesinin kimi insanlar tarafından günlük konuşulurken kullanıldığını fark etmiş olabilirsiniz. Kimi insanlar bu cümlenin bazı durumlarda kullanılmasını tavsiye etmektedir. Bir ayet olduğundan bahsetmiştik, bahsettiğimiz bu ayet Kur'an-ı Kerim'in 2. suresi olan Bakara suresinin 156. ayetidir. İnna lillahi ve inna ileyhi raciun cümlesinin söylenmesi gereken durumların hangi durumlar olduğunu merak ediyorsanız doğru adrestesiniz. İnna lillahi ve inna ileyhi raciun cümlesi ne anlama gelir? Arapça nasıl yazılır? İşte bu konu hakkında merak edilen tüm soruları topladık ve hepsini olabildiğince cevaplandırıp bu makalede yer verdik.


inna-lillahi.jpg

İnna Lillahi ve İnna İleyhi Raciun Anlamı ve Arapça Yazılışı

İnna lillahi ve inna ileyhi raciun cümlesinin anlamı baktığınız meale göre değişiklik göstermektedir. Bu konuda hangi meale ve yazan kişiye güvenmeniz gerektiği size kalmıştır. Zaten çoğu meal arasında çıkarılan son anlam bakımından büyük farklılıklar bulunmamaktadır. Bunun dışında kimi kişiler çoğu ayetin tefsir olmadan asla anlaşılamayacağını sunmaktadırlar. Bu nedenle eğer isterseniz okuyasınız diye sizin için makalenin devamına tefsiri meali yazdığımız gibi not düşeceğiz. İnna lillahi ve inna ileyhi raciun cümlesinin bildirdiği anlama bakacak olursak Allah'a karşı bir teslimiyet cümlesi olduğunu söyleyebiliriz. Herhangi kötü olayda bir musibette okumakta fayda olduğu da söylenir. Ayet Allahtan geldiğimizi ve yine dönüşümüzün yalnız O’na alemlerin Rabbine olacağını vurgulamaktadır. Malların, mülkün ve yeryüzündeki her bir varlığın sahibi olan Allah’a olan teslimiyetimizi ortaya koymaktadır. Ona, onun yaptığına karşı olan itaatkarlığımızı ve isyan etmeye olan uzaklığımız vurgulamaktadır, kesinleştirmektedir. Zaten kutsal bir kitap olan Kur’an-ı Kerim’de geçtiğinden aynı zamanda ilahi bir söz sayılmaktadır.

inna-lillahi4.jpg

İnna Lillahi ve İnna İleyhi Raciun Arapça Yazılışı

نَّا لِلَّٰهِ وَإِنَّا إِلَيْهِ رَاجِعُون

Diyanet İşleri Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali

Onlar; başlarına bir musibet gelince, "Biz şüphesiz (her şeyimizle) Allah'a aidiz ve şüphesiz O'na döneceğiz" derler.

Yaşar Nuri Öztürk Kur'an-ı Kerim Meali

Onlara bir ıstırap gelip çattığında şöyle derler: "Biz Allah içiniz ve sonunda O'na dönüp gideceğiz."

Mehmet Okuyan Kur’an Meal-Tefsir

Onlar (sabredenler), kendilerine bir musibet geldiği zaman "Biz Allah'a aidiz ve biz elbette yalnızca O'na döneceğiz"*derler.

Bakara Suresi 156. Ayeti Tefsiri

Bakara suresinin 155-157. ayetleri içerisinde bu ayeti de kapsayan bir tefsir söz konusudur;

Müslümanlar Mekke'den Medine'ye göç ederek müşriklerin saldırılarından kısmen kurtulmuşlardı. Bununla birlikte hicretin ilk yıllarında hâlâ kaygı ve korkuları vardı; yeni vatanları olan Medine de putperestlerin tehdidi altındaydı. Nitekim kısa zaman sonra çatışmalar başladı. Bu arada Müslümanlar ağır maddî sıkıntı çekiyorlardı; hicret edenler mallarını geride bırakmışlardı, çatışmalarda da mal ve can kaybına uğruyorlardı. İmkânlarını kardeşçe paylaşmalarına rağmen –Peygamber ailesi de dahil olmak üzere– çok zaman günlerce karınlarını doyuramıyorlardı. Âyette özellikle Medine döneminin ilk yıllarındaki bu sıkıntılara işaret edilmekle beraber, genel anlamda Allah'ın insanları bu tür sıkıntılarla imtihan etmesi her zaman mümkün olduğundan, âyetin anlamı ve amacı da mutlak ve geneldir. Buna göre Allah Müslümanları o zaman denemiştir, dilediği her zaman da dener. Allah'a dayanıp sıkıntıları altında ezilmeyenler hem dinî hem de dünyevî bakımdan hep kazanmışlardır; bu Allah'ın yasasıdır. Onun için 155. âyetin sonunda "Sabredenleri müjdele" buyurularak yeniden sabra vurgu yapılmış; 156. âyette bu sabrın imanla ve teslimiyetle bütünleşmiş bir sabır olduğu özellikle belirtilmiştir. Bu âyetler bir yandan Hz. Peygamber'le ona inanan ilk Müslümanların sahip oldukları kesin imanla yüksek ahlâkı ve üstün moral gücünü yansıtmakta; bir yandan da örnek Müslümanın karakteristik yapısını tanımlamaktadır. Bu yapının temel taşı Allah'a sarsılmaz iman, güven ve teslimiyettir; sadece Allah'a ait olduğumuzun ve en sonunda O'na döneceğimizin bilinci içinde, başarı ve kurtuluşu da yalnız Allah'tan beklemek, bu imanın bir ürünü olarak Allah karşısında her zaman ümitli ve iyimser olmak, düşmanlar karşısında da onurlu ve kişilikli olmaktır. inna-lillahi3.jpg

Meâlinde "lütuflar" şeklinde çevirdiğimiz 157. âyetteki salavât kelimesi salâtın çoğuludur. Tefsirlerde salât çoğunlukla "mağfiret" (bağış) kelimesiyle açıklanmıştır. Fahreddin er-Râzî ise bu âyetteki salât ve rahmet kelimelerini şöyle açıklar: "Salât Allah'tan olunca senâ, medih (övgü) ve yüceltme anlamına gelir; rahmet ise Allah'ın verdiği ve vereceği nimetlerdir" (IV, 155). Buna göre âyet, Hz. Peygamber ve Müslümanların yaptığı gibi hayatın türlü zorluklarına karşı koyan; özellikle inançlarını, vatanlarını ve diğer yüksek değerlerini koruma uğruna karşılaştıkları sıkıntılara sabır ve metanetle direnen; Allah'a olan inançlarını, güven ve teslimiyetlerini, iyimserliklerini, sabır ve metanetlerini her zaman koruyan yüksek karakterli müminler için, daha yücesi düşünülemeyecek güzellikte bir iltifattır. Çünkü burada müminlere övgülerde bulunup onların hidayette olduklarını bildiren bizzat Allah'tır. Bir mümin için bundan daha büyük bir lütuf ve şeref düşünülemez.

0
0
0
0
0
0
0
👍
👎
😍
😥
😱
😂
😡
HABERE YORUM KAT