TÜRKİYE’nin AB ile ilişkilerinin tüm boyutlarıyla masaya yatırılacağı, bunun yanı sıra ülkedeki eksik ve ilerlemelerin analiz edileceği toplantı, üyelik sürecinin devam ettiğini bir kez daha teyit edecek olması açısından da önem taşıyor. Toplantı, Türkiye ile üyelik müzakerelerinin resmen durdurulması çağrısı içeren Avrupa Parlamentosu (AP) raporunun kabul edilmesinin üzerinden çok kısa bir süre geçtikten sonra yapılacak. Ortaklık Konseyi’nden çıkması beklenen, “Türkiye’nin AB açısından stratejik önemde bir ortak ve bir aday ülke olmayı sürdürdüğü” yönündeki mesaj da AP’ye, üye devletlerin cevabı niteliğinde olacak. İngiltere’nin AB’den ayrılacağı 29 Mart’a iki hafta kala yapılacak toplantı, sembolik olarak da AB’nin gündeminde çok önemli başka konular olsa da Türkiye’yi ‘kenara itmediği’ anlamı taşıyacak. Toplantı tarihi olarak 23-26 Mayıs’taki Avrupa seçimlerinin iki ay öncesinin tercih edilmesi de Türkiye konusunda mümkün olduğu kadar ‘seçim atmosferine girilmeden’ mesaj verilmesine katkı sağlayacak.
ZİRVEYE ZEMİN YOKLAMASI
Romanya Dönem Başkanlığı, Ortaklık Konseyi’nin yanı sıra, Bulgaristan’ın Dönem Başkanlığı sırasında geçen yıl martta yapılan liderler toplantısının bir benzerini kendi döneminde yapmak istiyor. Türkiye de Dönem Başkanı olarak Romanya, AB Konseyi Başkanı Donald Tusk ve AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı bir araya getirecek bu toplantının yapılmasından yana. Hem Romanya hem Türkiye bu konuda istekli olmasına karşın AB genelinde bu toplantıya ilişkin, özellikle de zamanlaması açısından, zemin henüz oluşmadı. Dönem Başkanlığı kaynakları, çalışmaların ve üye ülkelerle temasın sürdüğünü ve gerekli şartların oluşması halinde bu toplantının yapılacağını ifade ediyor.
FIRSATA ÇEVİRME ÇABASI
Türkiye, 2019’un ilk yarısında AB Dönem Başkanlığı koltuğunda oturan Romanya ile ikinci yarıda bu görevi devralacak Finlandiya dönemlerini fırsata çevirme çabasında. Bir yandan AB üyeleriyle normalleşme sürecini devam ettiren diğer yandan atılması planlanan reform adımlarıyla elini güçlendirme niyetinde olan Ankara, AB açısından oldukça kırılgan olan bir dönemde ilişkilerin yapıcı bir şekilde ele alınmasını sağlamaya çalışıyor. Romanya, bu konuda Türkiye’ye yardımcı olacağını daha şimdiden ortaya koydu. Brüksel’in özellikle hukukun üstünlüğü, insan hakları, demokrasi bağlantılı reformlar konusunda sözden eyleme geçilmesi beklentisi sürerken Türkiye’nin AB adaylığının ilan edildiği 1999’daki zirve sırasında Dönem Başkanı olan Finlandiya ile de ‘Helsinki ruhunun canlandırılması’ Ankara’nın hedefleri arasında.
