Geçen gün Galası yapılan Başrollerini Elçin Sangu ile Barış Arduç'un oynadığı Mutluluk Zamanı adlı film, kendisinden çok başrol oyuncularının sevgililerinin ne dedikleri konuşuluyor. Elçin Sangu'nun Sevgilisi Yunus Özdiken bakın neşler söyledi. Elçin Sangu'nun yeni filmindeki öpüşme sahnesi hakkında konuşan sevgilisi Yunus Özdiken, "Tercihim bu tarz sahneleri izlememek yönünde. Samimi bir izlemekten hoşlanmama duygusu" ifadelerini kullandı.

Yunus Özdiken'i salondan çıkınca yakalayan gazeteciler ağzından laf almayı başarmış. Yunus Bey diyor ki, "Elçin'e ve işine saygı duyuyorum. Kendisine de çok güveniyorum. Çok profesyonel bir kişidir."

Evet yıkama-yağlamayı geçip sadede gelelim:

"Bu topraklarda belli bir bakış açısı ile büyütülüyorsunuz. Amerika veya İsviçre'de büyümedik biz. Benim kişisel tercihim bu tarz sahneleri izlememek yönünde."

Ben tercüme edeyim hemen. Yunus Bey kısaca diyor ki, "Siz beni medeni sanıyorsunuz ama değilim."
O zaman soruyorum size Yunus Bey: Bir tek siz misiniz Türk delikanlısı acaba?

Ekran önünde öpüşen diğer kadın oyuncuların sevgilileri/kocaları hep Amerikalı, hep İsviçreli mi?

Kimseden böyle cahilce bir açıklama duyduğumuzu hatırlamıyoruz daha evvel.

Mesela Serenay Sarıkaya'nın sevgilisi yok mu?

Beren Saat evliyken Kösem Sultan olup Ahmed Han ile öpüşmedi mi?

Tuba Büyüküstün, Onur Saylak ile evliliği sürerken Kıvanç Tatlıtuğ ile benzer sahneleri çekmedi mi?

Bu sevgililer/eşler hep mi Avrupalıydı?
Yunus Bey diyor ki, "Salondan çıkmam yapılan işe sinirlendiğim ya da profesyonelliğinden emin olmadığım, şüphelendiğim anlamına gelmiyor. Gayet samimi bir izlemekten hoşlanmama duygusu benimki. O kadar da özgürlüğüm olsun."

Olsun da, acaba Elçin Sangu'yu rencide etmiyor musunuz bu hareketi yaparken?

Sevdiklerimiz için hoşlanmadığımız şeylere de katlanmak, iyi günde kötü günde yanında durup destek olmak kuralı nerede kaldı?
Bir başka röportajında Elçin Sangu sevgilisi için şunları söylemişti: "Erkek arkadaşımın zekasına hayranım. Çok güzel bir üniversitede siyasal bilimler okumuş, master’ını yapmış. O da İzmirli ama İstanbul’da tanıştık. Her şeyden önce sıkıcı bir adam değil, komedi unsurları hayatının içinde hep var. O çok zeki, esprili, bana hitap eden, hayatımı geçirebileceğim biri. Tüm samimiyetimle söylüyorum ki, benim evrilmeme ve gelişmeme sebep oluyor."

Ne güzel, ne tatlı bir ilişki bu böyle... Ama son olaydan sonra insanın kafasında ister istemez soru işaretleri oluşuyor.

Yunus Bey'in hakikaten 'komedi unsurları'nı hayatının içinde barındıran, basit mevzulara gülüp geçebilen bir adam olup olmadığından emin olamıyoruz artık.

KAYNAK: MİLLİYET Mola