Avrupa’da 5,7 milyon kişi ile Müslüman nüfusu en fazla olan ülkelerin başında gelen Fransa, ülkesindeki Müslüman sayısının artmasından endişe ediyor. Bu nedenle Fransa, Müslümanları temsil eden sivil toplum kuruluşlarını bypass edip, "Fransız İslâmı"nı empoze ediyor. Bunun son örneği başkent Paris’te Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un desteği ile açılan ve kadın ile erkeklerin birlikte namaz kılabileceği cami oldu.

AMAÇ KONSEYİ PASİFİZE ETMEK

İslâm Konseyi’ni pasifize etmeyi hedefleyen Fransa "Liberal İslâm" projesi ile kadınlar ve erkeklerin aynı yerde namaz kılmasını ve kadınların imam olmasını amaçlıyor. Almanya’nın başkenti Berlin’de de benzer bir cami açılmıştı. Paris’teki cami ile uygulama Fransa'ya sıçramış oldu. Anne-Sophie Monsinay ve Eva Janadin isminde iki kadının kendilerini caminin imamı ilan ettikleri belirtildi. Fransa’nın, uygulamaya geçmeden önce Alman İslâmı dizayncılarından akıl aldığı ortaya çıktı. Almanya’nın Fransa Büyükelçisi Dr. Nicolaus-Meyer Landrut "Alman İslâmı"nın dizayncılarının başında gelen Alman İslâm Konferansı Koordinatörü ve Federal Alman İçişleri Bakanı Müsteşarı Dr. Marcus Kerber, Müslüman Kadınlar Sosyal Hizmetleri Derneği Başkanı Ayten Kılıçarslan, Almanya Aşağı Saksonya Müslümanları Birliği kurucularından Avni Altıner, Osnabrück Üniversitesi öğretim üyesi Rauf Ceylan, Al Hambra Toplum Derneği üyesi Nimet Şeker, Alman İslâm Konferansı üyesi Ömer Kuntich, Psikolog Ahmad Mansour’u Paris’e davet etti. Birkaç ay önce Paris’teki Alman Büyükelçilik Rezidansında gerçekleşen görüşmede Marcus Kerber Alman İslâm Konferansı’nın gelişim süreci ve Alman İslâm Konferansının aktüel ağırlık verdiği nokta ve konular hakkında bilgi verdi.

İSLÂMI AVRUPALILAŞTIRMAK İSTİYORLARMIŞ!

Toplantıya katılanlara Almanya’da Müslümanların aktüel durumları hakkında sorular soruldu. "İslâm’ı nasıl tahrip ve tahrif ederek Avrupalılaştırabiliriz?" konusunun tartışıldığı öğrenildi.

İLK NAMAZI BAŞI AÇIK BİR ŞEKİLDE KILDIRDILAR

Yıllar önce Müslüman olan Eva Janadin ve Anne-Sophie Monsinay, Fransa'nın başkenti Paris’te kadınlar ve erkeklerin yer aldığı bir cemaate namaz kıldırdı. 

Fransız haber ajansı AFP muhabiri, kiralanan bir odada yapılan ibadet sırasında kadınlar ve erkeklerin karışık saf tuttuğunu, kadın imamların aralarında başörtülülerin de olduğu gruba başları açık halde imamlık yaptığını aktardı.

İbadet sırasında kayda alınan görüntülerde Kur’an-ı Kerim’in seccadelerin üzerine konduğu görüldü.

Le Parisien’in haberine göre Ann-Sophie Monsinay, hayata geçirdikleri uygulamaya itirazların geldiğini ancak "cesaretlerinin tehditlerden üstün olduğunu" söyledi.

Kadın imamlardan Janadin ise "Modernitenin başarısını benimsemiş bir Fransız İslam’ını inşa etmeye katkı sunuyoruz" dedi.

KADINLAR ERKEKLERE NAMAZ KILDIRABİLİR Mİ?

Resûlullâh (s.a.v.) döneminde kadınların erkeklerin arkasında saf yaptıkları Buhârî ve Müslim gibi sahih hadis kitaplarında geçmektedir. (Bkz: Buhârî, Salât 20, Ezân 78, 161, 164; Müslim, Mesâcid 266-268, (658-660); Muvatta, Kasru’s-Salât 31; Ebû Dâvud, Salât 71; Tirmizi, Salât 173; Nesâî, Mesâcid 43)

Alimler bunu, erkeklerle kadınların namazda bir araya gelmelerinin, karışmalarının önlenmesi olarak yorumlamışlardır. Fakat buna rağmen bir kadın bu kurala riayet etmezse alimlerinin çoğunluğuna (cumhûra) göre kadının namazı geçerli olur. Fakat Hanefi mezhebine göre erkeklerle aynı safta duran kadının namazı bozulmasa da erkeklerin namazı bozulur. Hanefilerin bu hükmünü "ilginç" bulan İbn Hacer el-Askalâni, bunun zorlama bir yorum olduğunu belirtmektedir. (Bkz.: İbn Hacer el-Askalânî, Fethu’l-Bârî bi Şerhi Sahîhi’l-Buhârî, Mektebetü’l-Külliyyâti’l-Ezheriyye, Mısır, 1978, c: 4, s. 111, 727. hadisin şerhi )

Hanefilerin "erkeklerle kadınların bu sırayı gözetmeleri farzdır" şeklindeki değerlendirmeleri bazı "zayıf hadis"lere dayanmaktadır. Hanefi fıkıh kitaplarında şu rivayet yer almaktadır:

"Kadınları Allah’ın koymuş olduğu yere, arkaya / arka safa koyunuz." (Muhammed b. Yusuf ez-Zeylaî, Nasbu’r-Râye li Ahâdîsi’l-Hidâye, 2. Baskı, el-Meclisü’l-İlmî, c: 2 s. 36) Fakat bu hadis sahih hadis kitaplarında yer almamaktadır. Hadis alimleri bu sözün merfu’ (Nebîmize atfedilen hadis) olarak sabit olmadığını, sahabeden Abdullah b. Mes’ud’a ait bir mevkûf bir söz olduğunu belirtmişlerdir.

İkinci rivayet ise Müslim, Ebû Dâvûd, Tirmizî ve Nesâî gibi hadis kitaplarında yer almaktadır. O rivayet şöyledir: "Erkeklerin saflarının en hayırlısı ilk saf, en kötüsü ise son saftır. Kadınların saflarının en hayırlısı son saf, en kötüsü ise ilk saftır." (Müslîm, Salât 132, (440); Ebu Dâvud, Salât 98; Tirmizî, Salât 166; Nesâî, İmâmet 32)

Fakat bu hadisten de bir farziyet çıkarılması kolay değildir. Bu bir fazilet meselesidir. "Hanefiler prensip olarak namazın farzlarının ancak yakîn ve kesinlik ifade eden yollarla sabit olabileceğini kabul ederken, bu muhazat meselesinde, yani cemaatle namaza duruş düzeninin belirlenmesinde, yakîn ifade etmeyen haber-i vahidlerle amel etmişlerdir." (Yunus Apaydın, "Namaz – Oruç", İlmihal – 1 İman Ve İbadetler, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Araştırmaları Merkezi, s. 274)

Sonuç olarak kadınların erkeklerin arkasında saf tutmaları sünnete uygundur. Fakat buna rağmen erkeklerle yan yana dururlarsa hem kadınların hem de erkeklerin namazı geçerli olmakla birlikte bu şekilde bir saf düzeni sünnete uygun düşmez.

KAYNAK: YENİ ŞAFAK GAZETESİ, INDEPENDENT TÜRKÇE