Lizzie Borden
Lizzie Borden, 1860’ta Amerika Birleşik Devletleri/Massachusetts’de dünyaya geldi. İşlediği iddia edilen cinayetle Amerikan popüler kültüründe kendine çok derin bir yer edindi.
Olay 4 Ağustos 1892’de gerçekleşti. Lizzie babası, üvey annesi, kardeşi ve evin hizmetçisi ile birlikte evin beş üyesinden biriydi. Evin iki “yetişkin” kızı da yaşları otuzu geçmesine rağmen evli değillerdi. Henüz iki yaşındayken ölmüş bir kardeşleri vardı. Lizzie üç yaşındayken annesi hayatını kaybetmiş ve babası Andrew Borden yeniden bir evlilik yapmış, üvey anne Abby Borden’ı da aileye katmıştı.
Cinayeti işlediği düşünülen kişinin Lizzie olmasının birçok sebebi var. Üvey annesine olan nefreti ve babasının kısıtlamaları muhtemel zanlıyı Lizzie yapmış fakat tutuklu yargılanan Lizzie Borden delil yetersizliği gerekçesiyle 1893’te serbest bırakılmış. Cinayet mahallinde bulunan bir balta aracılığı ile babasının ve üvey annesinin kafasını kopararak öldürdüğü ve cansız bedenlerine defalarca darbe vurduğu iddia edilen Lizzie ise serbest kaldıktan sonra eski evinde kardeşi ile yaşamaya devam etti. 1905’te ablası ile yollarını ayıran Lizzie 1927’de, ablasından 8 gün önce yaşamını kaybetti. Son zamanları dışlanmış ve yalnız geçen Lizzie bütün servetini bir hayvanları koruma derneğine bıraktı. Lizzie Borden ve ablası Emma Borden arkalarında bu olaya dair hiçbir kalıntı bırakmamış. Dolayısıyla olayın üzerinden 126 yıl geçmesine rağmen hâlâ teoriler ve spekülasyonlar kol geziyor.
Bu olay da doğal olarak edebiyatta yerini almış. Angela Carter’ın “The Fall River Axe Murders” isimli kısa hikayesi Lizzie Borden’ın işlediği iddia edilen cinayete farklı bir bakış açısı getirmiş.