İnsanlık tarihinin hiçbir döneminde ölüm net bir şekilde açıklanamamıştır. Ölüm deyince insanın kafasında belirsizlik oluşmaz ama yaşanan bazı hadiseler, ölümü nasıl tanımlamamız gerektiği konusunda şüpheye düşürmüştür.
Yüzlerce kişinin yaşadığı halde gömülmesine neden olan öldükten sonra tekrar dirilme hakkında öğrendiklerinize hayret edeceksiniz!
117
217
Bir canlı kalbi durunca mı ölür, beyin fonksiyonlarını yitirdiğinde mi? Hiçbir şekilde kesin olarak saptanamamıştır. Çünkü bu durumların hepsini aynı anda yaşayan insanların bile ölmediğinin gözlemlendiği zamanlar olmuştur. Pek çok doktor, bu tarz durumlarla karşılaştığını yani ölü sanılan insanların aslında ölmediğini söylemiştir.
317
Örneğin 1960'lı yılların sonuna doğru İngiltere'de, yüksek doz uyuşturucudan dolayı vefat ettiği gerekçesiyle hastanenin morguna kaldırılan bir kadının kalbinin attığı görüldü. Doktorlar hayrete düşerek kadını diri diri gömülmekten kurtardı.
417
İngiliz bir doktor, bir gün bu konu hakkında bir araştırma yaptı ve ölü olarak kabul edilen 109 kişinin daha sonra kalp atışı ve beyin fonksiyonlarının normale döndüğünün farkına varılarak gömülmekten kurtulduğunu tespit etti.
517
Belki de binlerce insan aslında yaşıyor haldeyken bilmeden gömüldü. Bunu tespit etmek mümkün değil ama bu tarz olayla karşılaşılabiliyor olduğunu kabul etmek gerekiyor. Günümüzde de halen sıkça rastlanan bir durum.
617
Bir canlının öldüğüne karar vermek için genel olarak iki şey esas alınır. Kalbin ve solunumun durması. Aslında üçüncü bir şey daha vardır. O da gözbebeğinin hareket etmemesi fakat bir kişinin vefat ettikten sonra gözbebeğinin hareket ettiği gözlemlenebildiğinden bu en son bakılacak nokta olur.
717
Bazen solunum hissedilemeyecek kadar zayıflar bazen de bir süre kesilir ve ardından tekrar başlar. Bazı yaralanmalar kişiyi narkoz durumuna sokar ve kişi ölü sanılarak diriyken gömülebilir.
817
Bir insanın öldüğün saptamanın yolları elbette vardır. Fakat bu maliyet ve zaman gerektirdiğinden, ayrıca ufacık bir ihtimalle bile olsa yanılma payının olmasından dolayı kullanılmamaktadır.
917
Şimdi size, kişinin tüm vücut fonksiyonları yitirmesine neden olan, yani öldüren ve ardından tekrar canlandıran bir zehirden bahsedeceğiz. Adı "tetrodotoksin"
1017
Yaşlasık 5 bin sene önce, Çin'de ilaç yapımında kullanıldığı bilinen terodotoksin, balıklardan elde edilen bir zehirdi. Kirpi balığı, balon balığı gibi türlerde bulunan bu zehir dolayısıyla binlerce yıl önce pulsuz balık yenmiyormuş.
1117
Milattan önce 3000'lü yıllarda yaşayan Çin İmparatoru Shen Nung, yazmış olduğu tıp kitabında tetrodotoksine de yer vermiş ve şöyle demiş.
"Tetrodotoksin, kokainden yüz altmış bin kez daha güçlüdür ve etkisini pişirilmekle ya da dondurulmakla kaybetmez. Dolayısıyla balığı hazırlayabilmek için çok iyi bilgi sahibi olmak gerekir. Bu sanat, balığı, içindeki toksinin tamamen atılmayıp yoğunluğunun öldürücü olmayacak düzeye düşürülerek hazırlanmasıdır; bunun amacı da duyguları uyararak insan üzerinde önemli bir fizyolojik etki yapmasını sağlamaktadır."
1217
Japonya'da doktorlar, pek çok insanın yedikleri balıklarda bulunan tetrodotoksin maddesinden dolayı zehirlenerek öldüğünü, ardından tekrar hayata döndüklerini aktarıyor.
1317
Bu nedenle zehirlenme yaşayarak vefat eden hastaların cesetleri, morgda 3 gün boyunca bekletiliyor.
1417
Peki tetrodotoksin insan vücudunda nasıl etki ediyor?
Tetrodotoksin, kişinin kanına karıştığı anda kalp ritmini hissedilemeyecek ölçüde düşürüp solunumu durdurarak kişiyi felç ediyor. Bu noktada kişinin ölmüş olacağı düşünülüyor. Kurban henüz tamamen hayatını kaybetmiş olmasa da ölümün eşiğindedir. Bazıları ise gerçekten ölür.
1517
Tecrübe edilen bazı hastalarda birkaç saat sonra hayata dönme gözlemlenir, bazıları ise birkaç gün sonra hayati fonksiyonlarını geri kazanabilir.
1617
O sırada morgda soğuk bir alanda bekleyen ceset, tıpkı kış uykusundan uyanmış gibi tekrar yaşama döner.
1717
Tıpta sıkça karşılaşılan bu durum halen insanları şaşkına uğratsa da inanılmaz bir gerçek olduğu kabul edilmelidir. Dünya çok garip bir yer!