Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan dikkat çeken açıklama: Karşılıklı saldırılar Karadeniz’deki seyrüsefer emniyetini ciddi biçimde tehdit etmekte!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Sergi Salonu'nda “16. Büyükelçiler Konferansı”nda konuştu: Karşılıklı saldırılar Karadeniz’deki seyrüsefer emniyetini ciddi biçimde tehdit etmekte...

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan dikkat çeken açıklama: Karşılıklı saldırılar Karadeniz’deki seyrüsefer emniyetini ciddi biçimde tehdit etmekte!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Sergi Salonu'nda “16. Büyükelçiler Konferansı”nda konuştu: Karşılıklı saldırılar Karadeniz’deki seyrüsefer emniyetini ciddi biçimde tehdit etmekte...

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Son günlerde düzenlenen karşılıklı saldırılar Karadeniz’deki seyrüsefer emniyetini ciddi biçimde tehdit etmektedir. Her iki tarafa da bu konuda ikazlarımızı net bir şekilde iletiyoruz." dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Sergi Salonu'nda “16. Büyükelçiler Konferansı”nda konuştu.

Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:

Her yıl olduğu gibi bu sene de konferansa titizlikle hazırlık yapan inşallah icrasını da başarıyla gerçekleştireceğine yürekten inandığım Dışişleri Bakanlığımıza sayın bakan ve ekibine konferansın tertiplenmesinde emeği geçen her bir arkadaşıma teşekkür ediyorum.

Devlet geleneğimizde istişarenin ayrı bir önemi vardır. Devlet aklı kavramı istişare kültürünün zengin bir tecrübeden süzülerek uygulamaya geçilmiş halidir. 2008 yılından beri düzenlediğimiz konferansımız her yıl farklı bir temada gerçekleştiriliyor. 16’ncı Büyükelçiler Konferansı barış, istikrar ve refah üreten dış politika başlıklarını taşıyor.

Son yıllarda teknoloji ve küreselleşmenin de etkisiyle uluslararası ilişkiler çok daha geniş bir alanı kapsar hale geldi. Son 30 yılda iki kutupluluktan çok taraflılığa evrilen uluslararası sistemin gelinen noktada çok kutupluluğa dönüşmeye başladığını görüyoruz. Büyük oranda söylem düzeyinde kalsa da insan hakları ve küresel adalet gibi kavramlar çok daha fazla yer alıyor.

Burada şu tespitin de mutlaka yapılması gerekiyor. Tüm bu gelişmeler, insani krizleri, savaşları, çatışmaları çözmek yerine sorunları daha da derinleştirmiştir.

Geçtiğimiz yüzyılın ilk yarısında 20 yıl arayla milyonlarca insanın hayatını kaybettiği 2 dünya savaşı yaşanmıştı. Holokost yine bu dönemde yine büyük bir barbarlık ve vahşet örneği olarak insanlığın ortak hafızasında derin izler bırakmıştı. İkinci cihan harbi sonrası inşa edilen küresel yönetişim ve güvenlik mimarisinin gayesi benzer trajediler, soykırımların, savaş ve insanlık suçlarının önüne geçmekti. Bunda tam başarı sağlandığını söylemek yanlış olur. Ruanda’da yaklaşık 100 gün içinde 800 bin insan soykırıma uğradı, Bosna’da utanç verici katliamlar yaşandı. Irak’ta Arakan’da Somali’de Orta Afrika’da ve daha pek çok yerde milyonlarca masum insan çatışma ve iç savaş sebebiyle hayatını kaybetti.

Komşumuz Suriye’de 600 binden fazla Suriyeli, Baas rejiminin saldırılarında şehit oldu. İşkence merkezlerinde yüz binler eziyet gördü. Milyonlarca Suriyeli ülkesini terk etti. 13.5 yıl boyuna katliam devam ederken, 13.5 yıl boyuna sivillerin tepesine varil bombaları yağarken vicdan sahibi bir avuç ülke dışında hiçbirinin sesi çıkmadı.

"GAZZE’Yİ YERLE BİR ETTİLER"

Medyanın kışkırttığı ırkçı saldırıları unutmadık. Aynı şekilde Gazze’de 70 binin üzerinde Filistinli kardeşimiz öldürüldü. 170 binin üzerinde de yaralı var. Yıkıntıların altında ne kadar cenaze olduğunu kimse bilmiyor. Şu anda pek çok anne, pek çok eş çocuk annelerini babalarını eşlerini arıyor ya da onların akıbetlerine ilişkin haber almayı bekliyor. Sadece annesini babasını, kardeşini değil evini, okulunu kaybetmiş on binlerce çocuk soykırımın canlı tanıkları olarak bugün enkazlar arasında Gazze’de hayata tutunmaya çalışıyor.

Gazze’nin yüz ölçümü 365 kilometre kare yani Gazze derken İstanbul’da Beykoz, Ankara’da Mamak büyüklüğünde bir alandan bahsediyoruz. Soykırımdan önce Gazze’nin nüfusu 2.3 milyon civarındaydı. İşte böyle ir yerleşim alanına 200 bin tondan fazla bomba atıldı. Hiroşima’ya atılan 14 kattan fazla bomba ile Gazze’yi yerle bir ettiler. Şimdi biz bu durumda nasıl bu sorunlara çözüm üreten, adaletsizliği engelleyen bir uluslararası sistemden bahsedebiliriz.

Türkiye’nin hem kendi hak ve çıkarlarını layıkıyla savunabilmesi hem de dost, soydaş ve kardeşlerine yardım eli uzatabilmesi için ekonomik, askeri ve diplomatik bakımdan güçlü olmak dışında bir seçeneği yoktur. Biz de stratejilerimizi belirliyor, adımlarımızı planlıyor, yere sağlam basıyor, hiçbir işi şansa bırakmıyoruz. İçinde bulunduğumuz asrı Türkiye Yüzyılı yapmak için incelikle örülmüş çok boyutlu bir politikayı adım adım hayata geçiriyoruz. Bu mücadelede ülkemizin dış ilişkilerinin icrasında merkezi bir konuma sahip olan hariciye teşkilatımıza büyük sorumluluk düşüyor.

Ekonomisiyle, ihracatıyla, savunma sanayisiyle ve uluslararası itibarıyla Türkiye büyüdükçe Türkiye’nin küresel siyasetteki önemli ve ağırlığı arttıkça sizin mesaisiniz de yoğunlaşıyor. Bugün şanlı bayrağımızı dünyanın dört bir yanında gururla dalgalandırıyoruz.

"SURİYE’YE DÖNEN MÜLTECİLERİN SAYISI 580 BİNİ BULDU"

Dünyanın her köşesi ile ekonomik, ticari diplomatik, siyasi iş birlikleri tesis etmenin karşılıklı saygıya dayalı samimi ilişkiler geliştirmenin çabasındayız. Son yıllarda kriz ve çatışmalarla anılan coğrafyamızda herkesin kazançlı çıkacağı bir barış ve istikrar kuşağı oluşturmanın mücadelesini veriyoruz. Ne yapıyorsak bunun için yapıyoruz. ABD Başkanı Trump ile New York’ta yaptığımız toplantı sonrası başlayan süreç 10 Ekim’de ateşkes mutabakatıyla neticelendi. İsrail’in artan ihlallerine rağmen Hamas’ın serinkanlı tutumu sayesinde ateşkes büyük ölçüde korunuyor. İnsani yardım sevkiyatı peyderpey ilerliyor. 103 bin tonu aşan insanı yardımla burada da farkımızı koruyoruz. Önceliğimiz ateşkesin kalıcı olması ve insani yardımların Gazze’ye engelsiz ulaştırılmasıdır. Gazze’nin inşasına bir an önce başlanmalıdır. Temaslarımızı sürdürüyoruz. Suriye’de benzer bir çaba içindeyiz. 8 Aralık 2024 tarihinde Esad rejiminin devrilmesiyle birlikte Suriye’nin önünde tarihi bir fırsat kapısı aralandı.

Cumhurbaşkanı Şara’nın liderliğinde Suriye’nin uluslararası topluma yeniden entegrasyonu yolunda kısa sürece ciddi mesafe alındı. Suriye’ye dönen mültecilerin sayısı 580 bini buldu.

"KIYAMETE KADAR BURADA OLACAĞIZ, BİRLİKTE YAŞAYACAĞIZ"

Suriye’de DEAŞ ve diğer terör örgütlerinin varlığı bir başka sorun alanıdır. DEAŞ belası ile göğüs göğse çarpışmış tek NATO müttefiki olarak Suriye hükümetine gereken her türlü desteği veriyoruz. Suriye’nin parçalanmasından, bölünmesinden, milli birlik ve bütünlüğünün zafiyete uğramasından kimin çıkar sağlayacağı açıktır. Suriye’yi oluşturan tüm kesimlerin yarınlara güvenle bakabilmesi ortak tarih ve ortak gelecek tasavvuruyla mümkündür. Biz bin yıldır buradayız, beraberiz, komşuyuz. İnşallah kıyamete kadar da burada olacağız. Birlikte yaşayacağız.

KARADENİZ'DEKİ SALDIRILAR

Rusya-Ukrayna savaşı bağlamında her iki ülkeyi üç defa bir araya getirdik. İstanbul süreci neticesinde insani alanda elde edilen kazanımlar Türk diplomasisi için kayda değer bir başarı teşkil etmiştir. İstanbul sürecinin yanı sıra Ukrayna savaşı çerçevesinde bugüne kadar Karadeniz tahıl girişimi ve esir tutuklu değişimi gibi pek çok inisiyatife öncülük ederek insani sahada somut sonuçlara ulaştık.

Son günlerde düzenlenen karşılıklı saldırılar Karadeniz’deki seyrüsefer emniyetini ciddi biçimde tehdit etmektedir. Ticaret gemilerini, sivil gemileri hedef almanın kimseye bir faydası olmaz. Her iki tarafa da bu konuda ikazlarımızı net bir şekilde iletiyoruz. Yıllardır barışa hasret kalan Güney Kafkasya bugün tarihi bir dönemden geçiyor. Azerbaycan ve Ermenistan barış anlaşması imzalamaya hiç olmadıkları kadar yakınlar. Azerbaycan’la diyalog halinde biz de Ermenistan ile normalleşme sürecini iletiyoruz. İnşallah gelecek sene başından itibaren bazı sembolik adımlar atacağız.

"DÜNYANIN EN BÜYÜK 11’İNCİ SAVUNMA İHRACATÇISIYIZ"

Büyük devlet olmak vatandaşına sahip çıkmak demektir. Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız İslam ve yabancı düşmanlığı başta olmak üzere ciddi tehditlerle karşı karşıya bulunuyor. Vatandaşlarımıza yurt dışında gerekli hizmetlerin sağlanması, hakların savunulmasında büyükelçilerimizin canla başla çalıştığının farkındayım.

Ekonomi ve ticareti dış politikadan ayrı tutmak mümkün değil. Türkiye yılda sadece 36 milyar dolar ihracattan yıllık 270 milyar dolar ihracat yapan bir ülke haline geldiyse sizin bunda büyük emeğiniz var. Sizin de çabalarınızla 61.1 milyar dolar turizm gelirine, 60 milyon 500 bin turist rakamına ulaştık. Dış ticarette savunma sanayiinde hedef büyüterek yola devam ediyoruz. Halihazırda dünyanın en büyük 11’inci savunma ihracatçısıyız. Yılın ilk 10 ayında 6.7 milyar dolarla önemli bir ivme yakaladık. 2028 için hedefimiz savunma ve havacılık ihracatımızı 11 milyar dolara çıkarmak ve dünyanın ilk 10 ihracatçısı arasına girmek. El ele verecek uyum içinde çalışacak ve bu hedefe ulaşacağız.

Eşim Emine Erdoğan hanımefendinin himayesinde yürütülen sıfır atık projemiz bugün dünyada örnek teşkil eden bir girişim haline geldi. Önümüzdeki dönemde sıfır atığa ilişkin farkındalığı artırmamız, dünya genelinde en iyi sıfır atık uygulamalarını tespit ederek bunları ulusal, küresel düzeyde hayata geçirmemiz önem taşıyor. Gelecek sene COP31 Zirvesi’ne Antalya’da ev sahipliği yapacağız. NATO liderler zirvesi de Türkiye’de gerçekleştirilecek. İnşallah bu zirveleri sizlerin de katkısı, desteği, gayretiyle Türkiye ve Türk milletine yakışır şekilde icra edeceğiz.

Eylül ayında yeni yerleşkesinin temellerini attık. Dışişleri Bakanlığımızın yeni binasının devletimizin köklü diplomasi geleneğini, milletimizin güçlü iradesini yansıtacak bir eser olacağına yürekten inanıyorum. Elbette bunları sizlerden beklerken, biz de boş durmuyor Türkiye’yi en güzel yerlere taşımak için gece gündüz demeden çalışıyoruz. Nasıl bir tempoyla çalıştığımızın görülmesi açısından birkaç rakamı paylaşmak arzusundayım. 2025 senesi içinde 24 yurt dışı seyahatimiz oldu. Devlet ve hükümet başkanı düzeyinde 91 lideri ülkemizde ağırladık. Görüşme ve kabul olarak 270 temas gerçekleştirdik. Yine devlet ve hükümet başkanlarıyla 176 telefon görüşmesi yaptık. Aşkla koşan yorulmaz şiarıyla milletimize karşı vazifemizi yerine getirmek için çok yoğun bir mesai içinde olduk. Tempomuzu asla düşürmeyeceğiz. Karamsarlığa kapılmadan yılmadan, inşallah Türkiye Yüzyılı hedefimize doğru koşar adım ilerleyeceğiz.

İlk yorum yazan siz olun

Gündem Haberleri