×
  • Anasayfa
  • Finans
  • Güncel
  • Gündem
  • Magazin
  • Spor
  • Ekonomi
  • Dünya
  • Yerel
  • Eğitim
  • Teknoloji
  • Din
  • İç Haberler
  • Film ve Dizi
  • Sağlık
  • Siyaset
  • Çalışma Hayatı
  • Yemek Tarifleri
  • Ne, Nedir
  • Dream Interpretation
  • Tiktok Gündem
  • Biyografi
  • Hava Durumu
  • Hayat ve Yaşam
☰
  • Anasayfa
  • Foto Galeri
  • Dünya

Yargıtay evlilikte çocuk meselesine son noktayı koydu! Eşinden çocuk istemeyen erkek kusurlu çıktı

Yeni evlenen çiftlerin en çok yaşadığı sorunlardan olan 'çocuk istememe' konusuyla ilgili Yargıtay, kesin bir açıklama yaparak erkeğin eşinden çocuk istememesini kusurlu davranış gördü. Yaşanan bu durumun ise kadının kişilik haklarına saldırı olarak değerlendirdi.

24 Nisan 2021 Cumartesi 12:01
113

Özellikle yeni evlenen çiftlerde sık karşılaşılan ‘çocuk istememe’ tartışmalarına yönelik Yargıtay'dan emsal bir karar çıktı. 

213

Yüksek mahkeme; erkeğin eşinden ortak çocuk istememesini kusurlu davranış saydı ve bu durumun kişilik haklarına saldırı mahiyetinde olduğuna karar verdi.

313

Bir süredir geçimsizlik yaşayan çift, Aile Mahkemesi’ne müracaat ederek boşanmak istedi. Tarafları eşit kusurlu bulan Mahkeme; erkeğin davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verildi.

413

Davacı - karşı davalı erkeğe kusur olarak yüklenilen vakıalar istinaf kanun yoluna başvurulmadığından kesinleşti. Davalı - karşı davacı kadın, kusur belirleme yönünden kararı temyiz edince devreye Yargıtay 2. Hukuk Dairesi girdi.

513

ÇOCUK İSTEMEYEN EŞ KUSURLU SAYILDI

Yargıtay’ın geçtiğimiz günlerdeki kararında şöyle denildi: “Erkeğin kesinleşen kusurlu davranışları yanında ‘Kadından ortak çocuk istemediği’ anlaşılmaktadır.

613

Gerçekleşen bu duruma göre boşanmaya sebep olan olaylarda davacı erkeğin davalı kadına oranla daha ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekirken, tarafların eşit kusurlu olduklarının kabul edilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.

713

YAŞANANLAR KADININ KİŞİLİK HAKLARINA SALDIRI OLARAK GÖRÜLMÜŞTÜR

Türk Medeni Kanunu’nun 174/1-2 maddesi, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan maddi ve manevi tazminat isteyebileceğini öngörmüştür.

813

Evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davalı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların onun kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşılmaktadır. 

913

O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak davalı kadın yararına uygun miktarda maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerekirdi.

1013

NAFAKA DAHA UYGUN MİKTARDA OLMALIDIR

Hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı kadına verilen yoksulluk nafakası azdır.

1113

Mahkemece Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. Mahkeme kararının bozulmasına oy birliği ile hükmedilmiştir.

1213
1313
© 2013 - 2024

Bölge Gündem Haber


‧ Anasayfa ‧ İletişim