Postmodern Ne Demek | 28 Şubat'a Neden Postmodern Darbe

28 Şubat Türk Tarihinde Postmodern darbe olarak adlandırılıyor. Postmodern Modernizm sonrası ve ötesi anlamına gelmektedir. 28 Şubat Postmodern darbe, Bir Askeri Müdahale” başlıklı yazısında tanımlanmasıyla gündeme gelmiş ve bu isimle kullanılmış.

Postmodern darbe, 1997 senesinin şubat ayında yapılan Milli Güvenlik Heyetinin aylık toplantısında alınan ve 28 Şubat kararı olarak bilinen ve gelişen bu süreçte Radikal Gazetesi yazarı Türker Alkan’ın 13 Haziran 1997 tarihli ve "Posmodern Bir Askeri Müdahale” başlıklı yazısında tanımlanmasıyla gündeme gelmiş ve Cengiz Çandar’ın tesiriyle yabancı medyada kullanılmaya başlanmıştır. Postmodern darbe ile ilgili merak ettiğiniz tüm soruların cevabı haber sitemiz bolgegundem.com'da.

Postmodern nedir?

Kavramlar o kadar birbirlerine yakınlar ki ayırt etmek gerçekten zor, insaoğlu teknolojininde gelişimiyle beraber modernleşme konusunda süratle yol aldı. Bugün tüm dünyada modernizm'in etkisini görebilmek mümkün. Kavram karmaşına son vermek için kavramları tek tek açıklayalım;

Modern kelimesi "çağdaş, bugünkü" anlamı taşımaktadır. Yani birşey modern ise çağdaş ve bugünü temsil eden birşeydir.

Modernizm'de; Çok görülen, çok bilinen, tanınmış gelenekleri, sanatsal, edebi, sosyal organizasyon ve gündelik yaşamın geçerliliğini yitirdiği fikriyle ortaya çıkmıştır.

Postmodernizm; Modernizm sonrası ve ötesi anlamındadır. Modernitenin sorgulanması, insanı merkeze alan, seküler ve hümanist dünya görüşü anlamındaki modernizmi eleştirip sorgulayan, alternatif geliştirmeye çabalayan bütün düşünceler. Postmodern ise; Postmodernizm'i destekleyen, postmodernizm yanlısı olan kişilere denilmektedir.

28 ŞUBAT'TA NE OLDU NEDEN POSTMODERN DARBE DENİLİYOR

Türkiye tarihine “post modern darbe" olarak geçen ve toplum ile siyaset üzerinde derin postal izleri bırakan 28 Şubat'ı geride bırakalı 19 yıl oldu. “Hakkında duruşmaları devam eden davalar açıldı.

Türkiye'nin son askeri müdahalesi olan 28 Şubat, 1997'de Necmettin Erbakan ve Tansu Çiller hükümetinin silahlı kuvvetler tarafından istifaya zorlanmasıyla yaşandı. 27 Mart, 27 Mayıs ve 12 Eylül darbelerinin aksine, askerler 28 Şubat'ta yönetime bizzat el koymadı. Bunun yerine medya üzerinden bir savaş verildi. Askerlerin hükümeti görevden zorla almaması da 28 Şubat'ın "post-modern darbe" olarak anılmasına yol açtı. Askerlerin deyimiyle "demokrasiye balans ayarı" yapıldı.

Necmettin Erbakan'ın genel başkanı olduğu Refah Partisi, tüm medya baskısına rağmen 1995 seçimlerinden birinci parti olarak çıkmayı başarmıştı. Dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, hükümet kurma görevini Erbakan'a vermemek için çok uğraşsa da sonunda mecbur kaldı. Refah'ın hükümeti kurması ve Erbakan'ın Başbakan olmasıyla birlikte Türkiye'de toplu bir cinnet senaryosu sahneye kondu. Halkın seçtiği bir partinin ülkeyi halk adına yönetecek olması başta işadamları olmak üzere pek çok cenahı rahatsız etmişti. TÜSİAD'ın, medyanın, askerlerin üçlü koalisyonuyla seçimle gelen iktidar, korku senaryoları ve nihayetinde askeri tanklarla yıkıldı. Ardından Refah Partisi kapatıldı, yöneticilerine siyasi yasak konuldu.

Başarılı bir algı operasyonuydu, çünkü bütün fatura da o günlerde darbe yapılan insanlara kesildi. 28 Şubat'ta onlarca banka batırıldı, Türkiye milyarlarca dolar zarara uğratıldı. Gayrı safi milli hasılanın üçte biri buharlaştırıldı. Dönemin kuvvetli ve kudretli bir paşası '28 Şubat bin yıl sürecek' demişti. 28 Şubat bin yıl sürmedi şüphesiz ama ülkeye verdiği zararlar hala sürüyor.

👍 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!

Gündem Haberleri