Amazon Yağmur Ormanları'nın derinliklerinde yaşayan ve 35.000 nüfusa sahip olan Yanomamiler, çok ilginç bir yaşantıya sahipler.
Kendilerinin kabile olduklarını kabul etmeyen, aynı kanı taşıyan bir grup olduklarını iddia eden Yanomamiler, bildiğimiz yönetim sistemlerinden biraz farklı bir idareyle yönetiliyorlar. Tek bir lideri olmayan bu kabilede, ayrı ayrı köylerin her birinde "Tuxawa" adında muhtarları var.
Köyler arasındaki meselelerden sorumlu olan bu görevliler, kadın ve erkeklerin katılımıyla gerçekleştirilen oylama ile seçiliyor. Ayrıca Tuxawa olmak öyle yalnızca oylama ile seçilebilecek kadar kolay bir şey de değil. Kendilerini çok geliştirmiş olmaları ve yönetim konusunda donanımlı olması bekleniyor.
Yağışlı ve nemli bir iklime sahip olduklarından tarımla geçiniyorlar. Avcılık ve balıkçılık yapanlar da var. Kadınlar da tarımla uğraşıyorlar. Ayrıca kurbağa, yengeç ve tırtıl avcılığı da yapıyorlar.
Ağaç ve asma yapraklarından inşa ettikleri evlerde ikamet ediyorlar. Bu evlere "Shabonos" adını veriyorlar. Yağış ve şiddetli rüzgar olması, hava muhalefetinin bazen problemli olması nedeniyle evlerini sık sık yenilemek durumunda kalıyorlar. Shabonoslar aileye özel daireler gibi değil, 400 kişiye yakın insanın sığabildiği ve ortak bir alan olarak kullanabildiği bir ev. Çoğunluğu şamanist olan Yanomamilerin 4 dili bulunuyor.
Kabilenin en ilgi çekici yanı ise, yamyam olmaları. Evet bu çok garip. Yanomamiler, vefat eden yakınlarının kemiklerini tüketiyorlar. Cenazelerini ise toprağa gömmüyorlar. Yapraklarla sararak, ikamet ettiği Sabonos'ların yakınında tutarak çürütüyorlar.
Cesetler çürüdükten sonra fırınlayarak kül haline getiriyorlar. Bir kısmını kutularda saklayıp bir kısmını da yapmış oldukları muz çorbasına ekleyerek içiyorlar. Ölünün külü tükenene kadar her yıl bunu yapıyorlar. Küllerinden çorba yapılıp içilen o güne kadar kimse ölü hakkında bir şey konuşmuyor. Bunu yapmaların nedeni ise, akrabalık bağlarının kuvvetlendiğine ve vefat eden kişinin ruhunun canlı kalacağına inanmaları.
Evlilik gelenekleri de bir o kadar ilginç. Daha çok küçük yaşlarındayken, genç kızları nişanlandırıyorlar ve evlendirmek için regl olmalarını bekliyorlar.
Regl olan genç kız, yapraklarla döşeli çadır gibi bir alanda tecrit ediliyor. Bunun nedeni ise regl olan biriyle temas etmenin zehirleyici ve tehlikeli olmasına inanmaları.
Regl olan kızın kan akarken çömelerek kanının akıtması için bir çukur kazarak tecrit ediyorlar. Genç kız, bu süreçte mümkünse konuşmamalı, konuşursa da kısık sesle konuşmalı. Ayrıca erkeklerle konuşmaları da yasak.
Çok eşliliğin hakim olduğu kabilede en yaygın evlilik şekli akraba evliliği. Çünkü bunun daha iyi ve güvenli olduğuna inanıyorlar.