Yunancada güzel ölüm demek olan Ötanazi, tıbbın sahip olduğu tüm teknolojiler kullanılsa dahi iyileşmesi mümkün görülmeyen, çok fazla acı çektiği bir hastalığa sahip olan kişilerin tıbbi yollarla öldürülmesi ya da kişiye tedavi uygulamanın bırakılarak ölüme terk edilmesi anlamına gelir.
Nesillerdir tartışma konusu olan ve dünyada yalnızca birkaç ülkede yasal olan 'Ötanazi' uygulaması hakkında bilinmeyenler...
Yıllardır dünyanın ikiye bölündüğü bir tartışma konusu olan ötanazi hakkında bilgileri sizin için toparladık...
İlk yöntem, sağlık görevlilerinin hastaya pek çok prosedürün uygulanmasının ardından öldürücü maddenin enjekte edilmesiyle sonuçlanan aktif ötanazidir.
Diğeri ise, eğer hasta makinelere bağlı olarak yaşıyorsa makinelerden ayrılması, tedavi görüyorsa tedavisinin sonlandırılarak ölümünün beklenmesi şeklinde uygulanan pasif ötanazidir.
Bu karar kolay bir şekilde verilen bir karar olmadığından pek çok prosedürü var. Hastanın buna kesin olarak kendi rızası ile karar vermesi gerekiyor.
Maddenin enjekte edilmesinin ardından neler yaşayacağı konusunda bilgilendiriliyor ve buna göre işlemler başlıyor.
Ötanazi çoğu kişi tarafından intiharla kıyaslanıyor ve şiddetle reddediliyor.
İnançlara göre değerlendirildiğinden ve İslam'a tamamen aykırı bir yöntem olduğundan özellikle Müslümanlar tarafından kesinlikle kabul edilmeyen bir yöntem.
Türkiye'de de hukuken yasak. 5237 sayılı TCK'ya göre ötanaziyi uygulayan hekim tasarlayarak öldürmeden ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum ediliyor.
Ötanazinin uygulanmasının kanunen yasal olduğu ülkeler ise Belçika, Hollanda, Lüksemburg, Kanada, Kolombiya, Avustralya, Yeni Zelanda ve İspanya.
Ötanazi, duyunca bile duyguları darmadağın eden bir işlem olsa da dünyada pek çok insanın tercih ettiği bir yöntem.
Eğer inançlı bir insansanız muhakkak korkunç ve yanlış gelecektir ama böyle bir gerçeğin olduğunu bilmekte fayda var.