Lozan Antlaşması ne zaman ve kimler tarafından imzalandı?

Kurtuluş Savaşı'nın sonlarında Ankara hükümetinin Büyük Taarruz'dan zafer elde etmesinin ardından Mudanya Ateşkes Antlaşması imzalandı. Antlaşmaya Ankara'da bulunan Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) hükümeti, İngiltere, Fransa ve İtalya imza koydu.

Kurtuluş Savaşı'nın sonlarında Ankara hükümetinin Büyük Taarruz'dan zafer elde etmesinin ardından Mudanya Ateşkes Antlaşması imzalandı. Antlaşmaya Ankara'da bulunan Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) hükümeti, İngiltere, Fransa ve İtalya imza koydu.

Bu antlaşmanın ardından Ankara hükümeti, Ekim 1922'de toplanacak olan barış konferansına davet edildi. Yazılan mektupta, Lozan'da toplanacak olan konferansın amacı "Doğu'da savaşa son verecek bir antlaşmanın" yapılması olarak tanımlandı.

Konferansa Ankara hükümeti ile birlikte İstanbul'daki saltanat yönetiminin de temsilcileri davet edilmişti. Bunun üzerine, TBMM, 1 Kasım 1922'deki oturumunda saltanatı kaldırma kararı aldı. Ankara hükümeti Lozan'a İsmet İnönü önderliğindeki heyetle katıldı.

İlk tur görüşmeler, Musul'un statüsü ve kapitülasyonların durumu gibi bazı konularda yaşanan tıkanıklığın aşılamaması nedeniyle başarısızlıkla sonuçlandı.

Şubat 1923'te ise ikinci tur görüşmeler başladı. Bu kez görüşmelerde sonuç sağlandı ve 24 Temmuz 1923 tarihinde antlaşma imzalandı.

Antlaşmaya TBMM hükümetinin yanı sıra İngiltere, Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan, Romanya ve ilerleyen yıllarda kurulacak olan Yugoslavya'nın temelini oluşturan Sırp, Hırvat ve Sloven Krallığı imza attı.

Tüm tarafların kendi iç onay süreçlerini tamamladığını bildirmesiyle birlikte antlaşma 6 Ağustos 1924'te yürürlüğe girdi.

Lozan'ın 2023 yılında geçersiz olacağı yönünde birtakım iddialar zaman zaman ortaya atılıyor. Ancak Lozan, süresi olmayan, kalıcı uluslararası anlaşmalar arasında yer alıyor.
Antlaşmanın önemi ne?

Lozan, Birinci Dünya Savaşı'nın ardından İstanbul'daki Osmanlı yönetiminden bağımsız olarak Ankara'da kurulan hükümetin uluslararası meşruiyet kazandığı anlaşma olarak görülüyor.

Bunun da ötesinde, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu anlaşması olarak kabul ediliyor.

Lozan Antlaşması ile Türkiye'nin bugünkü sınırları büyük oranda çizilmiş oldu. Osmanlı İmparatorluğu zamanında Batılı devletlere verilen ekonomik imtiyazlar, yani kapitülasyonlar da tamamen kaldırıldı.

Lozan Antlaşması, azınlık haklarıyla ilgili de düzenlemeler getirdi. Buna göre, Türkiye'de yaşayan gayrimüslimler azınlık olarak tanımlandı. Ayrıca, Batı Trakya'daki Türk toplumuna da "azınlık" statüsü verildi.

Ege Denizi'nde yaşanan sorunlar neler?

Ege Denizi ile ilgili sorunların başında karasuları ve kıta sahanlığı geliyor.

Türkiye, Ege Denizi'nde karasularının genişliğinin 6 mil olduğunu söylüyor. Yunanistan ise uluslararası deniz hukuku kapsamında bunu 12 mile kadar çıkarma hakkı bulunduğunu savunuyor.

Türkiye, Yunanistan'ın karasularını 12 mile çıkarmasının "Ege Denizi'ndeki çıkar dengelerini Türkiye'nin aleyhine orantısız bir şekilde değiştireceğini" söylüyor. Dışişleri Bakanlığı'nın internet sitesinde yer alan notta bu konu şöyle anlatılıyor:

"Şu anda, sahip olduğu birçok ada sebebiyle, Yunanistan'ın karasuları Ege Denizi'nin yüzde 40'ını oluşturmaktadır. Karasularının 12 deniz miline çıkarılması durumunda bu oran yüzde 70'e yükselmektedir. Bu durumda açık deniz büyüklüğü yüzde 51'den yüzde 19'a düşerken, Türkiye'nin karasuları da Ege Denizi'nin yüzde 10'undan daha az kalmaktadır."

Ege Denizi'nde kıta sahanlığının sınırları ise belirlenmiş değil.

Türkiye ayrıca Yunanistan'ı Ege Denizi'nin doğusundaki adaların "silahsızlandırılmış statüsüne" aykırı davranarak Lozan Antlaşması ve diğer ilgili uluslararası hukuk düzenlemelerini ihlal etmekle suçluyor.

👍 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!

Gündem Haberleri