Alman haber kuruluşu NDR , olayı "Savaş sonrası Alman tarihindeki en muhteşem kanunsuz adalet örneği" olarak nitelendirdi.
7 yaşındaki küçük kız annesi ile tartışma sonucu 35 yaşındaki kasap komşuları Klaus Grabowski'nin yanına gitti. Daha sonra Anna'nın cansız bedeni bir nehir kıyısında bulundu.
Olayın ardından Grabowski'nin Anna'yı külotlu çorapla boğmadan önce saatlerce evinde tuttuğu tespit edildi.
Nişanlısının ihbarıyla yakalanan Grabowski sorgu sırasında Anna'yı öldürdüğünü itiraf etti fakat cinsel tacizi reddetti. Grabowski ifadesinde Anna'nın onu baştan çıkarmaya çalıştığını ve eğer parasını vermezse kendisini taciz ettiğini annesine söyleyeceğini belirtti.
1 yıl sonra görülen davada Grabowski'nin yeni savunmaları arasında, suçu yalnızca hormonal dengesizlikler nedeniyle işlediği ve önceki yıllarda suçlarından dolayı gönüllü olarak hadım edildiği yer aldı.
Duruşmanın üçüncü günü küçük kızın annesi Bachmeier, çantasından çıkardığı 22 kalibrelik Beretta tabancısıyla katile mahkeme salonunun ortasında sekiz el ateş etti. Bu mermilerden altısı doğrudan Grabowski'ye isabet etti.
Bachmeier'in iddiaya göre, "Kızımı öldürdü... Yüzünden vurmak istedim ama sırtından vurdum... Umarım ölmüştür." Görgü şahidi ve kendi ifadelerinden sonra Bachmeier tutuklanarak 6 yıl hapis cezası aldı.
1985 yılında hapisten çıkan kadın pankreas kanserinden dolayı 1996'da yaşamını yitirdi.