Yeni tip koronavirüs salgınıyla mücadelede ilk yılı geride bırakırken, aşılamanın hızlanması ve 17 günlük tam kapanmanın da etkisiyle vaka ve vefat sayılarında görülen düşüş, hükümetin gevşeme adımları atmasını sağladı.
Kabus bitmiyor: Koronavirüste 4. dalga uyarısı! Yeni varyantlar, yeniden kapanmayı getirebilir!
Çin'in Vuhan kentinde başlayarak tüm dünyayı etkisi altına alan ve 1 yıldan uzun süredir küresel çapta bir mücadeleyle savaşılan yeni tip koronavirüs salgın sürecinde, ülkemizdeki aşılama hızını ele alan uzmanlar, yeni mutasyon türlerin yeni kapanmalara sebep olabileceğini belirterek vatandaş ve yetkilileri uyardı.
Kademeli normalleşmenin ikinci aşaması kapsamında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'haziran ayındaki aşı seferberliği' vurgularının ardından Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Prof. Dr. Uğur Şahin öncülüğünde BioNTech ile yapılan anlaşmalar ve Çin ve Rusya menşeili aşılarla bilikte, nüfusun 3 katı kadar aşı anlaşmasının altına imzaların atıldığını duyurdu.
Bunun üzerine aşılama hızı ve aşı seferberliği konusuna değinen 3 başhekim, hızlı aşılamanın gerekliliğini ve aşı karşıtlarının içi boş yaklaşımlarını ele aldı.
Sabah'tan Dialn Kaya'nın haberine göre, Sancaktepe Şehit Profesör İlhan Varank Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Nurettin Yiyit, yazın hızlı aşamanın gerekliliğinin sebeplerini sıralayarak şöyle konuştu:
"50 yaş üstünde inanılmaz bir aşı randevu talebi var. Biz bu talebi karşılayabilmek için hastanemizde günlük aşı kapasitemizi 3 bine çıkaracağız.
Bu talebin hiç azalmadan devam etmesi lazım. Ülkelerin paylaştığı olumlu veriler aşıya olan ilgiyi artırdı. Haziran sonuna kadar aşılama çalışmaları hızla devam ederse temmuz ayına toplumun büyük kısmını aşılamış olarak gireceğiz.
Sonbaharda kapalı alanlara dönmeye başladığımızda 4'üncü dalga gelebilir. Ama yazın hızlı aşılamayla bunu engelleyebiliriz. Bu kadar kazanımı heba etmemek için çabalamamız gerekiyor.
Sağlık altyapımız çok güçlü, aşı kapasitemiz de oldukça yüksek. Hedefe doğru daha sağlam yürüyebilmemiz için vatandaşlarımızın talebine ihtiyacımız var."
Marmara Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi ve Türk Yoğun Bakım Derneği Başkanı Prof. Dr. İsmail Cinel ise şu an yeni varyantlar nedeniyle Çin'de ve İngiltere'de bazı yerlerde yeniden kapanmalar olabileceğinin altını çizdi.
Prof. Dr. Cinel, "Bunların ülkemizde de olmaması için nüfusun yüzde 80'inin aşılanması gerekiyor. Hızlı bir aşılama yapılmazsa yüzde 90 ihtimalle dördüncü dalga gelebilir, bu işin hiç şakası yok.
Mutantlarla virüs gençlere yöneldi ve yoğun bakımlarda yaş ortalaması düştü. Vatandaşın bu işin henüz bitmediğini bilerek davranması lazım. Hazır aşağıya düşüş başlamış ve yoğun bakımların yüzde 60'ı boşalmışken kontrollü normalleşmeyi eskisi gibi değil daha iyi uygulamamız lazım.
Toplumun yüzde 80'i aşılanana ve bağışıklık sağlanana kadar diken üstünde olmamız lazım. Açık havada yakınınızda insan yoksa maskeyi çıkarmaktan korkmayın ama aşıya da bir an önce koşun." ifadelerini kullandı.
Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi Genel Hastane Bölümü Başhekimi Dr. Öğretim Üyesi İdris Kurtuluş ise aşı karşıtlığı ve bu görüşü destekleyenlerin faaliyetlerine değinerek şöyle konuştu:
"Aşılamada yaş grubu aşağı inmeye devam ediyor ve ciddi aşı anlaşmaları yaptık. Yılın sonuna doğru neredeyse nüfusumuzun üç katını aşılayabilecek duruma ulaşacağız.
Aşılama yapılmazsa önümüzdeki eylül ayında da yeni bir dalga olabilir. Ama iyi geçecek bu aylarda alacağımız tedbirler çok önemli. Hedef nüfusu aşılarsak hastalık yine önümüzde duracak ama vurucu, yaralayıcı ve hayatı durdurucu şekilde olmayacak.
Aşıların yoğun yapıldığı ülkeler maskelerini çıkardılar. Vatandaşlarımız bizim aşılamayla ilgili yapmış olduğumuz çalışmalara icabet ederlerse biz de büyük oranda rahatlayacağız.
Sosyal medyada insanlar hiçbir gerekçe sunmadan aşı karşıtlığı yapıyor. Ben aşı karşıtıyım diyenlerin hiçbir yayını ve çalışması yok.
Ama aksine dünya çapında yapılan bilimsel çalışmalarda aşıların hasta olmayı yüksek oranda azalttığını görüyoruz.
Aşılar hastaneye yatışı ve yoğun bakıma geçişi yüzde 99 oranında engelliyor, ölüm oranlarını azaltıyor.
Diğer tarafta içi boş ve varsayımlara dayalı bir yaklaşım var. Bence vatandaşımızın buna itibar etmemesi lazım."