Andreas Gruber şiddet uygulayan ve istismarcı bir adamdı. Eşi Cazilia, 35 yaşındaki dul kızları Victoria ve torunları Cazilia ve Joseph ile birlikte Hinterkaifeck adındaki çiftliklerinde yaşıyordu. Çiftlikte yaşayan aile, yakınlardaki kasabalar tarafından da tanınıyor, Andreas'ın şiddet yanlısı ve sorunlu biri olduğunu biliyorlardı.
Olay gerçekleşmeden 6 ay öncesine kadar her şey normaldi, fakat olaydan sonra çiftlikte garip şeyler yaşanmaya başladı. Çiftlikte ailenin yanında yardımcı olarak çalışan Maria, istifa ederek çiftlikten tabiri caizse kaçarak uzaklaştı. Çiftliğin etrafından gelen ilginç sesler duyduğunu, çatı katından sürekli olarak ayak sesleri geldiğini söylüyordu. Evin lanetlendiğini ve daha fazla çalışmak istemediğini söyleyerek gitti.
Baba Andreas, kış mevsiminde çiftliğin etrafını kar kaplamışken, ormandan makine odasına giden ayak izlerine rastladı. Makine odasının kapısında olan kilit kırılmış ve belli ki birisi içeri girmişti. Fakat ayak izlerinin tekrar ormana ya da herhangi bir yere doğru gittiğine dair yani makine odasına giren her kimse onun odadan tekrar çıktığına dair bir iz yoktu. Henüz bunun şoku atlatılamamışken çiftlikte, kasabada hiç kimsenin abone olmadığı bir gazete ortaya çıktı. Cinayete kurban gitmeden bir gün önce aile, çatı katından ayak sesleri duymaya başlamıştı. Her ne kadar kontrol etseler de çatı katı bomboştu.
1922 Mart ayının 31. gününde, Gruber'lara katılıp yeni yardımcıları olacak olan Maria Gaumbartner çiftliğe geldi. Maria tanışmaya kız kardeşiyle birlikte gelmişti. Kız kardeş ablası Maria'yı çiftliğe bıraktıktan sonra evine döndü ve tüm aileyi canlı gören en son kişi oldu. Ailenin başına büyük bir felaket gelecekti.
Nisan ayının ilk üç günü, çiftlikten herhangi bir ses çıkmıyor, postacılar her gün bıraktıkları postaların aynı şekilde durduğunu fark ediyor, çiftliğe gelen müşteriler kapıları çalsalar bile kimseyi bulamıyorlardı. Bir terslik olduğu kesindi ama kimsenin aklına bir müdahalede bulunmak gelmiyordu. Evin küçük kızı Cazilia da okula devamsızlık yapmaya başlayınca öğretmenlerinin de dikkatini çekmişti.
İşin ilginç yanı, cinayet sonrası sorguya çekilen Albert Hofner, çiftliğe arızalı bir motorun makinası için tamire gittiğini. 5 saat boyunca kimseyi görmeden işini yapıp çıktığını anlattı. Çiftlikte bulunduğu süre boyunca yalnızca hayvanların seslerini duyduğunu, hiçbir insan görmediğini aktarmıştı.
Aynı günün ilerleyen saatlerinde köy rehberi Lorenz Schlittenbauer, bir oğlunu çiftlikteki herhangi birinden haber almak için gönderdi. Çocuk kimseyi görmediğini söylediğinde rehber, yanına iki kişiyi alarak kendisi çiftliğe gitti.
Çiftliğe gittiklerinde kimse kapıyı açmadı. Kapıları zorlayarak girdiler ve Andreas, kızı Victoria ve eşi Cazilia'nın cansız bedenleriyle karşılaştılar. Yaşlı kadının cesedinde boğulma izleri vardı ve kafasında sert darbelere maruz kaldığını belirten çatlaklar görünüyordu. Kafatası parçalanmıştı ve yüzünde derin yaralar vardı. Baba Andreas çok feci bir şekilde dövülmüştü. Elmacık kemikleri paramparça olmuş ve yüzünden fırlamıştı. Victoria'nın ise ellerinde kendi saçları vardı. Hizmetçileri kendi yatak odasında, Joseph de odasında bulundu. İkisinin de yüzü tanınmaz haldeydi, çok feci bir şekilde dövülerek öldürülmüşlerdi. Tüm aileyi öldürmek için kullanılan cinayet silahı kazmaydı.
Olayın en şaşırtıcı noktalarından biri, cinayeti işleyen cani katil olay sonrası birkaç gün daha evde kalmıştı. Çünkü komşular, çiftliğin bacasının birkaç gün daha tüttüğünü görmüşlerdi. Ayrıca çiftlikte bulunan hayvanlar beslenmiş, inekler sağılmıştı. Çiftlikte bulunan yiyecekler de yenilmişti.
Olay sonrası soruşturma başlatan polis öncelikle ailenin parasını ve mallarını gasp etmek isteyen bir serserinin bunu gerçekleştirdiğini düşünse de evde bulunan yüklü miktardaki para bu iddiayı hemen yalanladı.
Polis onlarca şüpheliyi sorguya çekti, 1992'den 1986'ya kadar sorgulama devam etti. Hiçbir sorgu yanıt vermedi ve bu olay faili meçhul cinayetler arasında yerini aldı.