Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ümit Savaşçı'nın yaptığı açıklamalarda, koronavirüs salgınıyla birlikte hayatımıza giren kavramlardan olan sitokin fırtınasını durdurulamayan bir sel olarak tanımladı. Savaşçı, "Asıl koronavirüs değil 'kontrolsüz güç' dediğimiz sitokin fırtınası kişiyi ölüme götürür" yorumunda bulundu.
Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Savaşçı: Ölüme götüren koronavirüs değil Sitokin Fırtınası!
Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ümit Savaşçı tarafından yapılan açıklamada, yeni tip koronavirüs kaynaklı ölümler ele alınarak asıl kontrolsüz gücün koronavirüs değil onun getirisi Sitokin Fırtınası olduğu belirtildi.
Yeni tip koronavirüse yakalanmasının ardından tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden eski AK Parti İstanbul Milletvekili Burhan Kuzu'nun ölümünün ardından ortaya atılan cinayet iddialarını oğlu Süleyman Kuzu yanıtladı.
Babasında ikinci kez sitokin fırtınası görülmesi üzerine kurtaarılamadıüını belirten Kuzu'nun açıklamalarının ardından sitokin fırtınasının Kovid-19 hastalarındaki etkisi merak konusu oldu.
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ümit Savaşçı, sitokin fırtınası hakkında vatandaşları bilgilendirdi.
Savaşçı, sitokinlerin vücuttan salınan bağışıklık sistemini uyaran küçük maddeler olduğunu belirterek, "Bunlar en çok enfeksiyon durumunda salınır, çeşitli travmalarda, kanser durumlarında salınabilir.
Aşırı salınım olursa, aslında bir siber saldırı gibi düşünebilirsiniz, bütün haberleşme ağı çöker ve bağışıklık hücreleri salınmaya başlar.
Aslında bir dost olan bağışıklık savunma sistemimiz birden düşman haline gelir. Kendi yararlı hücreleri bütün organları hasarlandırıp bir yıkıma neden olur" şeklinde konuştu.
Sitokin fırtınasının kişiyi yoğun bakıma yatıracak şekilde ciddi reaksiyonlar geliştirebildiğini belirten Dr. Savaşçı,
"Koronavirüs döneminde sitokin fırtınası dönemini çok sık gördük. Herkeste gelişmiyor. Bağışıklık yanıtının nerede duracağını bilmesi önemli olan.
Bir şekilde aşırı bir yanıt verirse kişide, birden durumu iyi giderken akciğer, solunum yetmezliği, ateş ve kişinin yoğun bakma girecek şekilde organ hasarına neden olabilecek bir reaksiyon gerçekleşiyor.
Biz, tüm dünyada kullanılan sitokin fırtınası dindirici ilaçlar var, onları kullanıyoruz.
Doğru zamanda kullanarak fırtınayı dindirmeye çalışıyoruz. Çok yangın bir ortam oluşuyor, onu dindirmeye çalışıyoruz.
Asıl kişi virüsten değil, virüsün tetiklediği savunma sisteminin aşırı bir reaksiyonu dediğimiz bu fırtınadan dolayı ölüyor.
Durdurulamayan bir sel gibi düşünün. Dost olan savunma sistemi kendi hücrelerini düşman görüp yok etmeye başlıyor.
O zaman da bütün hücreler yok oldukça, organlar hasarlanınca kişiyi ölüme götürüyor.
Asıl bu virüs değil, kontrolsüz güç dediğimiz sitokin fırtınası kişiyi ölüme götürür." ifadelerini kullandı.
Tedavide ilacın hangi zamanda ve hastalığın hangi evresinde verildiğinin önemini vurgulayan Savaşçı, "Önemli olan hangi günde, hangi aşamada o sitokin fırtınasına girmeden önce bu ilacın verilmesi.
Kovid-19 hastalığı ilk 1 hafta çok belirti vermeyebiliyor. Halsizlik, koku, tat kaybı, öksürük, ateş yapabiliyor; ama özellikle ikinci hafta bu sitokin fırtınası döneminde çok ciddi bir şekilde ateş ve klinik durumda bir ağırlaşma oluyor.
Hastalar genelde ikinci hafta kaybediliyor, yoğun bakıma yatmak zoruna kalıyorlar. Burhan beyi de sitokin fırtınasının neden olduğu organ hasarlarına bağlı kaybettiğimiz düşünülebilir.
Aslında halkımız çok dikkat etmiyor, ilk hafta her şey güllük gülistanlık giderken birden ateşler başlıyor, birden küçük organlarda, damarlarda pıhtılar atıyor.
Sitokinler tüm organ yapılarına, damarlara hasar verdiği zaman ikinci hafta çok ciddi ölüm tablosu ile karşımıza çıkabiliyor bu durum" ifadeleriyle açıklamasını sonlandırdı.