×
  • Anasayfa
  • Finans
  • Güncel
  • Gündem
  • Magazin
  • Spor
  • Ekonomi
  • Dünya
  • Yerel
  • Eğitim
  • Teknoloji
  • Din
  • İç Haberler
  • Film ve Dizi
  • Sağlık
  • Siyaset
  • Çalışma Hayatı
  • Yemek Tarifleri
  • Ne, Nedir
  • Dream Interpretation
  • Tiktok Gündem
  • Biyografi
  • Hava Durumu
  • Hayat ve Yaşam
☰
  • Anasayfa
  • Foto Galeri
  • Kültür ve Sanat

Edebiyatın mihenk taşı, tozlu rafların eskimeyen şairi! Yavuz Bülent Bakiler'in okudukça uzak diyarlara götüren şiirleri...

Edebiyata birçok katkısı olan ve şiirleri ile insanın yüreğinin ilmek ilmek işleyen edebiyatçı yazar Yavuz Bülent Bakiler'in hiç eskimeyecek olan şiirleri...

30 Ağustos 2022 15:52
17

Sözde senden kaçıyorum
Dolu dizgin atlarla
Bazen sessiz sevdasın
İpekten kanatlarla

Ama sen hep bin yıllık bilenmiş inatlarla
Karşıma çıkıyorsun
En serin imbatlarda
Adını yazıyorum
Bulduğun fırsatlarla
Yüreğimin başına noktalarla, hatlarla
Başbaşa kalıyorum sonunda heyhatlarla
Sözde senden kaçıyorum
Dolu dizgin atlarla

Ne olur bir gün beni
Kapından olsun dinle
Öldür bendeki beni
Sonra dirilt kendinle
Çarpsam kara sevdayı
En azından yüzbinle
Nasıl bağlandığımı
Anlarsın kemendinle

Kaç defa çıkıp gittim
Buralardan yeminle
Ama her defasında
Geri döndüm seninle
Hangi düğüm çözülür
Nazla, sitemle, kinle
Ne olur bir gün beni
Kapından olsun dinle

Şaşırdım kaldım işte
Bilmem ki nemsin
Bazen kız kardeşimsin
Bazen öp öz annemsin
Sultanımsın susunca
Konuşunca kölemsin
Eksilmeyen çilemsin
Orada ufuk çizgim
Burda yanım yöremsin
Beni ruh gibi saran
Sonsuzluk dairemsin

Çaresizim çaremsin
Şaşırdım kaldım işte
Bilmem ki nemsin

27

Bir dağbaşı yalnızlığı yaşıyorum yeniden.,
Dağbaşı yalnızlığı ölümden beter.
Hiç kimse aramasa sormasa beni
Sen gelsen yeter..

Huzur ellerinin güzelliğidir.
Gözlerin karşımda mutluluk denizi.
Her sabah soframızda ekmeğimizi
Sen bölsen yeter..

Yüreğim seninle yaylalar kadar serin
Ne bir çizgi hasret, ne bir nokta gam
Yayla dumanı gibi gözlerime her akşam
Sen dolsan yeter..

Bende çaresizlik sonsuz kördüğüm.
Bende sabır sende naz..
Gündüzünden vazgeçtim düşümde biraz
Bir yüz görümlüğü sen olsan yeter..

Duymasa da hiç kimse şâir gönlümün,
Sende karar kıldığını...
Ve içimin şerha şerha yarıldığını,
Sen bilsen yeter..

Bir gün duysan bittiğimi, tükendiğimi..
Çıkıp gelsen uzaklardan korkulu ürkek..
Bir incecik dal gibi üzerime titreyerek,
Eğilsen yeter..

37

Cebeci İstasyonunda bir akşam üstü
İncecikten bir yağmur yağıyordu yollara
Yeni baştan yaşıyorduk kaderimizi
Sıcak bir kara sevda
Yüreğimizin başında bağdaş kurup oturmuştu;
Acımsı, buruk.
mühürlenmişti ağzımız bir sessizlik içinde
Sessizliği üstümüzden atamıyorduk
Bir saçak altında kararsız, yorgun
Saatlerce duruyorduk
Kimse görmüyordu bizi

Cebeci İstasyonunda bir akşam üstü
Yeni baştan yaşıyorduk kaderimizi
Cebeci İstasyonunda bir akşam üstü
Bir başka türlüydü bu insanlar
Sen bir başka türlüydün
Gözlerin yine öyle bir bilinmez renkteydi
Gözlerin gözlerimde erimekteydi
Bir mermer heykel gibi yanımda duruyordun
Beni bırakma diyordun

Meyhane sarhoşları gibi sırılsıklam
Bir yalnızlık duyuyorduk
Ağlıyordun, ağlıyordun...

Cebeci İstasyonunda bir tren
Nefes nefese soluyordu
Gerilmiş bir keman teli gibiydik

Ankara Kalesi'nde bir eski çalar saat
Bilmem kaça vuruyordu
Bir yağmur yağıyor inceden ince
İçimizdeki binbir düşünce
Harmanlar misali savruluyordu
Islanmış bir ceylan yavrusu gibi
Tiril tiril titriyordun
Gitsek gitsek diyordun.

Yüreğimin atışından deli gönlümce
Sırıl sıklam, paramparça, permeperişan
Türküler söylüyordum
Ağlıyordun, ağlıyordun...

Şimdi, şimdi seni düşünüyorum
Cebeci yollarında rüzgarlar esiyor, serin
Paramparça düşmüş gönül ufkuma
İki yıldız gibi gözlerin
Gel Ey ciğerime saplanan hançer
Gel ey yüreğime oturmuş kurşun
Göçmen kuşlar gibi çok uzaklardan
Gel artık
Ne olursun

47

Demedim mi bu hasret bitirir seni
Ay dolanır gider, yalnız kalırsın
Her gün yeni baştan dağılır, ufalırsın
Demedim mi yüreğim sevme!

İşte ne gözyaşı, ne yemin, ne söz....
Geri dönen hangi güvercinin var?
Senin hangi çiçeğini sakladı bahar?
Demedim mi aklım, inanma!

Bir gün naza çeker kendini demedim mi?
Görmesen zindana döner bu şehir...
Görsen, umursamaz, aldırmaz kafir
Demedim mi gözlerim bakma!

Demedim mi bu ürperten sıcaklık...
Bu taze güzellik kaybolur birgün?
Sonra boşu-boşuna aranır, dövünürsün
Demedim mi ellerim dokunma!

Demedim mi bir gün susar şarkılar
Sesine ses veren rüzgar olur...
istediğin kadar artık bekle dur...
Demedim mi kulağım duyma!

Birgün çıkıp gideceği belliydi
Ayan-beyan belliydi anlayamadın.
Başka bir rüyada şimdi o kadın
Demedim mi kollarım sarma!

Bütün çektiklerim senin yüzünden
Gölge bile geçirmezdin bir zaman üzerinden
Ah! şimdi paramparça oldun binbir yerinden
Demedim mi gururum kırılma!

57

Bir garip kimseydin bu şehirde,
Sevmezdin her akşam içenleri,
Ve kimse bilmezdi o zamanlar
Düğüm düğüm aklından geçenleri

Bir esmer kız severdin,
Şiirler gibi,minyatürler gibi ince.
İçin içine sığmazdı,konuşamazdın
Çıkıp yanına gelince.

Efkarını dağıtmıyor her gece,
Ard arda içtiğin sigara
Ve başıboş akan ırmaklar gibi,
Dalıp dalıp gidiyorsun yollara.

Bütün sevdiklerin terkedip gitti,
Yapayalnız kaldın artık.
Dokunsalar ağlarsın çocuklar gibi,
Büyüdü gözlerinde yalnızlık.

Biliyorum,böyle değildin önceleri,
Türküler söylerdin sıcak.
Şimdi bir bekar evin var karanlık
Bir odan var ağlayacak.

67
77
© 2013 - 2024

Bölge Gündem Haber


‧ Anasayfa ‧ İletişim