Türkiye, Cumhuriyet tarihinin en korkunç olaylarından birini 6 Şubat günü Kahramanmaraş depremiyle yaşamış ve asrın felaketi olarak tarihe geçmiştir. 11 ili büyük oranda etkileyen ve 43 binden fazla kişinin hayatını kaybettiği Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7.6'lık deprem sonrası vatandaşlar yaşadıkları bölgelerde deprem olur mu? Evlerimiz sağlam mı? sorularını sormaya başladı. İş insanı Ali Ağaoğlu ise yaptığı lüks rezidanslarla İstanbul'un gözde mekanlarına çok katlı binalar dikmiş ve birçok kişiyi ev sahibi yapmıştı. Ancak Ali Ağaoğlu Oda TV'ye verdiği röportajda geçmişte söylediği sözlere açıklık getirdi.
"YARISI MİDYE KABUĞU YARISI BALÇIK"
Oda TV'den Can Özçelik in konuğu olan Ali Ağaoğlu, İstanbul'daki yapı stoğunu en iyi bilen 3 kişiden birisi olduğunu iddia ederek; "O dönem İstanbul'daki inşaat malzemeleri maalesef bugün inşaata sokulmayacak malzemeydi. Kum denizden geliyordu. Yarısı midye kabuğu, yarısı balçık, inşaata giderdi ve inşaat yapılırdı. O dönem demir için ihtiyaç belgesi alırdın, Karabük'te 6 ay sıra beklerdin bir kamyon demir için. Demirler en kalın 12'lik kangal demirdi, düzeltirken bile kırılırdı. Bu dediğim 60-70-80'li yıllardı. O dönem ben inşaat yapmıyordum, babamın yanındaydım. Babam inşaat da yapıyordu inşaat malzemesi tedarikçisiydi de veriyordu. O dönem yapılan inşaatlarda özel binalar hariç kullanılan malzeme buydu. Yüzde 99'u böyle yapıldı, kim yaptıysa böyle yaptı." ifade etti.
"İSTANBUL'DA DEPREM OLSA ORDU GİREMEZ"
Ağaoğlu yaptığı açıklamada, "O dönem inşaat malzemesi yapanların hepsi bu malzemeyi kullanıyordu. Yani kumu ithal mi getirecektik. İstanbul'da yoktu. Ömerli'de kum vardı, Anadolu yakası için konuşuyorum Adapazarı'ndan dere kumu getirirdik yani bunlar inşaata sokuldu. İthal mi getirecektik, malzeme buydu nerde bulacaktık. Allah korusun İstanbul'da deprem olsa ordu giremez. Buradan Gebze'ye İstanbul'dan kimse çıkamaz. İstanbul'a yardım için kimse gelemez." ifadelerine de yer verdi.
"KUMLAR MARAMARA DENİZİNDEN DEMİRLER HURDADAN"
Ayrıca Ali Ağaoğlu'nun Referans Gazetesine 17 Ağustos 1999 depreminin 10'uncu yıldönümünde verdiği röportajda ise, "Avazım çıktığı kadar bağırıyorum. İstanbul konut inşaat sektörünü en iyi bilen isimlerden biri olarak söylüyorum ki; mevcut yapı stoğunun yüzde 70'i deprem açısından güvenli değil. 1970'li yıllarda İstanbul'un Anadolu yakasında yapılan yapıların büyük bir kısmına inşaat malzemesini ben sattım. Kumları Marmara Denizi'nden demirleri hurdadan çektik. O zamanın şartlarında en iyi malzeme buydu. Sadece biz değil tüm firmalar aynı şeyi yapıyordu. Deprem olursa İstanbul'a ordu bile giremez, ölen şanslıdır" itirafında bulunmuştu.