CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, Gelecek Partisi, Demokrat Parti ve DEVA Partisi kurmaylarınca hazırlanan ve partilerin genel başkanları tarafından onaylanan "Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem" mutabakat metni, dün Ankara Bilkent Otel'de düzenlenen törenle kamuoyuna anlatıldı. "Yarının Türkiyesi için" sloganının kullanıldığı toplantıyı Hürriyet'te kaleme aldığı köşe yazısında değerlendiren Ahmet Hakan, önemli analizlerde bulundu.
4 PARTİNİN ANLAŞTIĞINA DİKKAT ÇEKTİ
CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi de Demokrat Parti'nin parlamenter sistemde daha önce anlaştığına dikkat çeken Hakan, Gelecek Partisi ve DEVA Partisi'nin de muhalefetin arasına eklendiğinin duyurulması için törenin yapıldığını ifade etti.
Ahmet Hakan köşe yazısında şu ifadeleri kullandı:
"Millet İttifakı’nın altılı imza töreni karşısında bazı yorumcular, gizleyemedikleri büyük bir heyecana kapıldılar.
Her birinin ağzından büyük, çok büyük, en büyük hükümler çıkıyor.
Kimi “Bu çok tarihi bir olay” diyor. Kimi “Artık bu iktidar bitmiştir” diyor.
Hatta aralarından hızını alamayan biri de...
Davutoğlu ile Babacan boşa kostaklanmıyormuş
“Osmanlı’dan bu yana böyle bir olay görülmemiştir” diyor.
Altı parti liderinin, “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’e dönüş” konusundaki mutabakatlarını...
Bir imzayla pekiştirmeleri, önemsiz bir olay değildir.
Tabii ki önemsenir. Tabii ki siyasete olası etkisinden söz edilir. Tabii ki yeni bir durumun ortaya çıktığına işaret edilir.
Bunlar gayet doğaldır.
Peki yapaylık nerede ortaya çıkıyor?
Mübalağada ortaya çıkıyor... Heyecanda... Galeyanda... Büyük hükümlerde... İri çıkarımlarda...
Bir olaya hak ettiğinden çok daha büyük anlamlar yüklemek, o olayın mevcut anlamını da küçültür.
Bu açıdan Kemal Bey’in bu mübalağacı yorumcuların kulağını çekip...
“Biraz fazla abartmıyor muyuz çocuklar?” demesinde yarar var.
Neyse... Neyse...
Ben işin heyecan tarafını o yorumculara bırakıp biraz serinkanlı bir analiz yapmaya çalışayım:
CHP, İYİ Parti, Saadet ve Demokrat Parti arasında zaten bir mutabakat yok muydu?
Vardı.
E dün ne oldu?
Ne olacak?
Sadece ve sadece şu oldu:
Mutabakata Davutoğlu ve Babacan da eklemlendi.
O zaman soralım:
Ne yani?
Bütün bu galeyanın, heyecanın, tantananın, şenliğin, büyük çıkarımların, iri hükümlerin en esaslı nedeni...
Davutoğlu ve Babacan’ın harekete katılması mıdır?
E o zaman bundan böyle...
Davutoğlu ve Babacan kostaklandığında...
CHP ya da İYİ Parti saflarında, “Boşa kostaklanma, kostak değilsin” türküsü çalmamalı.
Çünkü adamlar, gerçekten de boşa kostaklanmıyormuş."
Köşe yazısının tamamını okumak için tıklayınız.
KOSTAKLANMA NE DEMEK?
Kostaklanma kelimesi birden fazla anlama gelmektedir. Kostaklanma kelimesini, "çalımlı, kibar, güzel, zarif görünmeye çalışmak, çalım satmak, gösteriş yapmak." şeklinde tanımlanabilir.