2 küçük çocuğunu boğarak öldüren, sonra televizyona çıkıp onları gözyaşları içinde arayan narsist katil bir annenin suç dosyası...

Susan Smith, biri 3 diğeri 14 aylık 2 çocuğunun babası eşinden ayrılıyor ve bir iş yerinde çalışmaya başlıyor. İş yeri sahibinin oğluyla ilişki yaşamaya başlayan Susan, adama aşık oluyor fakat sevgilisi Susan'ın çocuklarının olduğu bahanesiyle kadından ayrılıyor. Susan barışmak istese de bir karşılık alamıyor. Daha sonrasında olaylar gelişiyor.

Susan'ın ilk olarak verdiği ifadeye göre 25 Ekim 1994'te kreşte olan olan çocuklarını öğlen üç sularında almaya gidiyor. Çocuklarını aldıktan sonra AVM'ye gidiyor. Ardından eve dönüyorlar ve çocuklarına pizza yapıyor. Susan sonra çocuklarıyla birlikte arkadaşıyla buluşmak üzere evden çıkıyor, aracıyla giderken kırmızı ışıkta durduğu detayını veriyor. Polis tam da bu detayı verdiğinde yalan söylediğinden şüpheleniyor. Çünkü kırmızı ışıkta durduğunu söylediği noktada hiçbir araba olmuyormuş. Ayrıca AVM çalışanları da Susan'ı hiç görmediğini söylemişler.

Kırmızı ışıkta durunca, afro-amerikan olan ve daha önce hiç görmediği bir adam silahla aracına giriyor ve yanına oturarak arabayı sürmesi gerektiğini söylüyor. Araçla o bölgede bulunan gölün yakınlarına geldiğinde araçtan inerek yardım çağırmak için koşuyor. Koşarken bir ev görüyor ve 911'i aramaları için yardım istiyor.

İhbar sonrası tüm ekipler seferber oluyor ve büyük bir arama kurtarma çalışması başlatıyorlar. Günlerce herkes iki küçük çocuğu ve suçluyu arıyor. Susan televizyonlara çıkıp ağlıyor, "Yaşadığınızı ve eve döneceğinizi biliyorum. Beni tek endişelendiren şey yaşamak için ihtiyaçlarınızı karşılayıp karşılayamadığınız. Birbirinize iyi bakın" diyor.

Çocuklara dair bir ipucu bulunamıyor ve polisler Susan'ın hayatına odaklanmaya başlıyor. Özel hayatını araştırıyorlar ve problemlerini öğreniyorlar. Susan'ın cinayet işlemiş olacaklarından şüpheleniyorlar ve bununla ilgili bir motivasyon kaynağı arıyorlar.

Susan'ın arkadaşlarından biri, verdiği ifadede "Çocuklarım olmasaydı hayatım nasıl olurdu, merak ediyorum" dediğini söylüyor. O gün arkadaşıma gidecektim dediği arkadaşı da "Ben o gün evde bile değildim" diye ifade veriyor. Ayrıca büyük aşkı da "Eminim çocukların çok iyi çocuklardır fakat iyi olsalar dahi ben çocuk istemiyorum." demişti. tüm bu parçalar birleştiğinde Susan şüpheleri üzerinde topluyordu. Sürekli ifade vermeye devam eden Susan'a artık kimse inanmıyordu, şüphelerinde ısrarcıydılar ve artık Susan'ın itiraf etmesi için çaba gösteriyorlardı.

Şüphelerin yoğunlaştığı Susan, birkaç gün yoğun bir baskıya maruz kaldı ve artık dayanamayarak ifade verdiği polisin silahıyla intihar etmeye kalkıştı. Artık tüm düğümler çözülmüştü. Susan her şeyi itiraf edecekti.

Gölün kenarına geldiğini, aracı çocuklar içerisindeyken göle ittiğini anlattı. Aslında kendisi de ölmek istiyormuş ama sonra yapamamış. Bu ifadenin ardından polisler göle gitti aracı 37 metre derinlikte bulup çıkardı. Çocuklar arabadaydı fakat 10 gün geçtiği için cesetleri tanınmaz hale gelmişti.

Susan Smith'in her şeyi itiraf etmesinin ardından basın toplantısı düzenlendi ve katilin aslında bu kadın olduğu duyuruldu. Herkes şok olmuştu. Günlerce televizyonda gözyaşı dökmüş, çocuklarına çağrıda bulunmuştu. Tüm anneler ona destek oluyordu ama bu kadın korkunç ve soğukkanlı bir katildi. Psikologlar timsah gözyaşları döken Susan'ın narsist olduğuna karar vermişlerdi.

Susan yargılanmış ve ömür boyu hapis cezasına çarptırılmıştı.